Toplardamarlar, kanı, vücudun çalışması ve sağlıklı kalması için ihtiyaç duyduğu oksijen ve besinlerle doldurulmak üzere kalbe ve akciğerlere geri taşıyan kan damarlarıdır.
Kanın bacaklardan kalbe ulaşması için yer çekimine karşı yukarı doğru hareket etmesi gerekir. Bunu damarların ve onları çevreleyen kasların yardımıyla yapar. Ayağa kalktığımızda ve yürüdüğümüzde, kaslar kasılır, damarları sıkıştırır ve kanı bir kapak sistemi aracılığıyla kalbe doğru iter. Oturduğumuzda veya dinlendiğimizde, kaslar gevşer ve kanın bacaklara ve ayaklara geri akmasını önlemek için damarların içindeki kapaklar kapanır.
Kanımızın yaklaşık yüzde 90’ı, vücudun derinliklerinde uzanan derin toplardamarlar yoluyla kalbe geri döner. Diğer iki tip damar ise yüzeyel ve bağlantı (perforan) venlerdir. Yüzeysel damarlar, cildinizde görebileceğiniz damarlardır. Kanı, cildinizin yüzeyine daha yakın dokudan, kanın kalbe aktığı derin damarlara taşır. Perforan damarlar ise, kanı yüzeysel damarlardan derin damarlara taşır. Daha ayrıntılı bilgi için venlerin anatomisi ve fizyolojisi bölümüne bakabilirsiniz.
Varis
Varis toplumda oldukça sık olarak görülen çok eski yıllardan beri önemli sağlık sorunlarının başında gelmekte olup; bayanların ortalama 30, erkeklerin ise 25’ini etkilemektedir.
Varisli damarlar, damar duvarının zayıflamasından kaynaklanan anormal, şişmiş kan damarlarıdır. Mavi veya mor damar kümeleri olarak görünebilirler. Bazen örümcek damarlar (deri yüzeyinin yakınında bulunan bir grup küçük kan damarı) olarak bilinen ince kırmızı kılcal damarlar ile çevrilidirler.
Varisli ve kılcal damarlar her yerde görünebilir, ancak genellikle bacaklarda ve pelvik bölgede görülür. Varisli damarların çoğu cilt yüzeyinin yakınında gelişir. Daha derin varisli damarlar görülemez ancak üstlerindeki cildin şişmesine, koyulaşmasına veya sertleşmesine neden olabilir.
Tromboz
Damarların içerisinde oluşan kan pıhtısıdır. Kan pıhtıları kan akışını engelleyip durdurabilir veya serbest kalıp kan dolaşımından kalbe ve akciğerlere (pulmoner emboli) gidebilir.
Tromboflebit
Tromboflebit, özellikle bacak damarlarını ve toplardamarlar tutan bir hastalıktır. Bacak damarlarında olduğu kadar olmasa da kollarda ve diğer bölgelerde de görülür. Bu hastalıkta yüzeyel damarlarda ve özellikle varisli damarlarda iltihap olur ve içinde pıhtı oluşur. Aslında derin ven trombozu yani DVT ye benzer ama farkı bu hastalığın yüzeyel damarları ve varisleri tutmasıdır. Bir varis damarı tromboflebit olunca, bacakta damar seyri boyunca kızarıklık, ağrı, ateş, yanma, batma, ve dokununca o ciltte hassasiyet, ağrı, kızarıklık ve hatta damarın içinde sertlik hissedilir.
Derin Ven Trombozu (DVT)
Derin ven trombozu ya da DVT vücudunuzdaki derin bir vende oluşan kan pıhtısıdır. Kan koyulaştığında ya da bir araya toplandığında kan pıhtıları ortaya çıkar. Derin ven kan pıhtılarının çoğu alt bacak ya da uylukta ortaya çıkar. Vücudun başka bölümlerinde de ortaya çıkabilir.
Derin bir toplardamardaki kan pıhtısı parçalanabilir ve kan dolaşımı ile ilerleyebilir. Bu gevşek pıhtıya emboli adı verilir. Pıhtı akciğerlere gidip kan akımını engellediğinde, bu durum pulmoner embolizm (PE) olarak adlandırılır. PE çok ciddi bir durumdur, akciğerlerde ve vücudun diğer organlarında hasara yol açabilir ve ölüme neden olabilir. Uyluktaki kan pıhtıları, alt bacak ya da vücudun diğer bölümlerindekine göre daha fazla parçalanır ve pulmoner embolizme neden olur. Kan pıhtıları deri yüzeyine daha yakın toplardamarlarda da oluşabilir. Bununla birlikte, bu pıhtılar parçalanmaz ve pulmoner embolizme neden olmaz.
Derin Ven Trombozunun Diğer İsimleri
- Bacaklarda kan pıhtısı
- Venöz tromboz
- Venöz tromboembolizm (VTE). Bu terim hem derin ven trombozu ve pulmoner embolizm için kullanılır.
Pulmoner Emboli (PE)
Pulmoner embolizm ya da PE, bir akciğer arterinin ani blokajıdır. Bu blokaj genellikle bacaktaki bir venden akciğere gelen bir kan pıhtısı nedeniyle gelişir. Vücudun bir bölümünde oluşan ve kan dolaşımı ile vücudun başka bir bölümüne taşınan kan pıhtısına emboli adı verilir.
PE aşağıdakilere neden olabilen ciddi bir durumdur:
- Akciğerinizin etkilenen bölümünde akciğer dokusunda kan akımı olmamasından dolayı kalıcı hasar
- Kanınızda oksijen düzeyinde düşüş
- Vücudunuzun yeterli oksijen almayan diğer organlarında hasar
Büyük bir kan pıhtısı ya da birden çok kan pıhtısı olduğunda PE ölüme neden olabilir. Olguların çoğunda PE derin ven trombozu (DVT) olarak adlandırılan durumun bir komplikasyonudur. Derin ven trombozunda, kan pıhtıları vücudun derin toplardamarlarında (en sık bacaklarda) oluşur. Bu pıhtılar parçalanabilir, kan dolaşımı ile akciğerlere taşınır ve bir arteri tıkar. Bu, yerlerinde kalan ve pulmoner embolizme neden olmayan, deri yüzeyine yakın toplardamarlar için geçerli değildir.
ABD’de her yıl en az 100,000 PE olgusu ortaya çıkmaktadır. PE hastanede yatan hastalar arasında en sık üçüncü ölüm nedenini oluşturur. Tedavi edilmediğinde, PE hastalarının yaklaşık 30’u ölür. Bunların çoğu olaydan sonraki ilk birkaç saatte ölmektedir.
Post-Trombotik Sendrom
(aynı zamanda flebit sonrası sendrom ve venöz stres bozukluğu olarak da bilinir)
Bu durumda ağrı, bacak veya ayaktaki ağırlık, kramplar; kaşıntı; karıncalanma; mavimsi veya kahverengimsi, pul pul cilt; yaralar; ve DVT’nin neden olduğu varisli damarlar, ya kan pıhtısı hala mevcut olduğundan ya da kan pıhtısı damarda başka bir hasara neden olduğu için tedaviden sonra devam eder.
Kronik Venöz Yetmezlik (CVI)
Kronik venöz yetmezlik (CVI), bacak damarlarındaki venöz duvar ve / veya valflerin etkili bir şekilde çalışmadığı ve kirli kan dediğimiz oksijenden fakir kanın bacaklardan kalbe dönmesini zorlaştıran bir durumdur. Bunun sonucu olarak kirli kanın geriye doğru akması-reflü dediğimiz normalde olmaması gereken bir durum ile karşılaşırız. CVI, kanın bu damarlarda “birikmesine” veya toplanmasına neden olur ve bu durum venöz staz olarak adlandırılır. Varis ve kılcal (örümcek ağı damarları), venöz reflüden ve kanın toplardamarlarda birikerek bu damarların üzerinde oluşan yüksek basınç sonucu gelişir.
Flebit (yüzeysel tromboflebit)
Flebit, “damar iltihabı” anlamına gelir. Yüzeysel tromboflebit, bir kan pıhtısının neden olduğu deri yüzeyine (genellikle varisli bir damar) yakın iltihaplı bir damar için kullanılan terimdir.
En sık yüzeysel damarlarda görülür. Flebit genellikle trombozla bağlantılı olarak ortaya çıkar ve daha sonra tromboflebit veya yüzeysel tromboflebit olarak adlandırılır. Derin ven trombozunun aksine, yüzeysel tromboflebitin pıhtının parçalanmasına ve akciğere parçalar halinde taşınmasına neden olma olasılığı çok düşüktür.
Venöz ülser-Yaralar
Venöz ülser ve yaralar, bacak toplardamarlar da ki yetmezlik nedeniyle genellikle ayak bileği çevresi ve bacakta açılan yaradır. Halk arasında varis yarası olarak da bilinmektedir. Bu yaralar genelde çok zor iyileşir ve tekrarlayabilir. Özel yara bakımı gerektirir.
Toplardamarlar içerisindeki kapakçıkların (valvül) fonksiyonun bozulması sonucu toplardamar içerisindeki basınç artar. Artan basıncın uzun süre devam etmemesi sonucu önce dokularda şişlik, sonra cilt renginde bozulma, daha sonrada varis ve varis yarasına neden olur. Toplumda az rastlansa da venöz ülserler tedavisi sağlanabilen yara grubunda yer alır. Birkaç hafta veya yıllarca sürebilmekte ve iyileştikten sonrada tekrar etme olasılığı vardır.
Konjenital Vasküler Malformasyon (doğumsal damar hastalıkları- lekeleri)
Nadir görülse de (yüzde 1’den daha az) tanı ve tedavisi zor hastalıklar grubundandır. Hastaların doktor doktor gezdiği hastalıkların başında gelir. Genellikle doğumdan hemen sonra anne babalar tarafından fark edildir ve çocuk büyüdükçe lezyon dolayısı ile problem büyür. Bacak ya da kollardaki varis benzeri damar genişlemeleri, şişlikler ve kırmızı renkte deride lekeler sıklıkla karşılaşılan yakınma ve bulguları oluşturur.
Bu, bir şekilde kusurlu damarlarla doğan çok az sayıda, insan için her şeyi kapsayan bir terimdir. Örneğin damarlarda valf olmayabilir. Bu kategori ayrıca cilde yakın bir damar kümesi olan doğum lekelerini de içerir.